- asker
- 阿́1́is.1. 军人, 士兵: \asker kaçağı 逃兵, 逃避服役的人 \asker ocağı 兵营, 营房, 部队驻地 \asker tayını 军粮, 给养2. 兵役: Oğlu bu yıl askere alındı. 他儿子今年被征召入伍了。3. 俚́ 钱: Bugün birkaç askerin yolunu buldum. 今天我找到了一些挣钱的办法。2́s.1. (尤指男子)守纪律的, 守规矩的; 整齐的: \asker adam 守纪律的人, 循规蹈矩的人 \asker yürüyüşü 整齐的步伐2. 英勇善战的, 战无不胜的: \asker millet 英勇善战的民族◇ \asker çıkarmak 1) 征兵 2) 登陆; 空降 \asker gibi 守纪律的, 守规矩的 \asker olmak 服兵役 \askerden gelmek 退伍, 退役: Ali akşama sabaha askerden gelecek. 阿里马上就要退役回来了。Oğlunun askerden gelmesini dört gözle bekliyor. 她在急切地盼望她的儿子退伍归来。\askere alınmak 被征召入伍: Kırklılar askere alınacak. 40岁的人将被征召入伍。\askere çağrılmak 被征召入伍: Güvey girdiğinin ertesi günü askere çağrıldı. 他在娶亲的第二天被征召入伍。\askere gitmek 参军, 入伍: Ben temmuz döneminde askere gidiyorum. 我要在7月份去当兵。Mehmet dışarıda askere gitti. 穆罕默德在外当兵。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.